Münire Daniş, “Nihayet” dergisinin Kasım 2016 tarihli 23.
sayısında yayınlanan “İlim ne için?” başlıklı yazısında anlatmış:
“Ünlü hükümdar ve âlim Gazneli Mahmud ile El-Harakanî Hazretleri
arasında geçen bir sahne (…)
Gazneli Mahmud |
Hz. Harakanî, onu oturduğu post üzerinde istifini bozmadan karşılar. Hükümdar, bu kayıtsızlığa şaşırmıştır; fakat aralarında geçen konuşmada Hz. Harakanî’nin kendisine hikmet verilmiş bir zat olduğunu anlayınca, şaşkınlığını unutur ve hürmetini esirgemez. Saygısını ifade etmek için de Hazrete bir kese altın bağışlar. Buna mukabil (karşılık) Hazreti Harakanî, misafirine bir dilim kuru arpa ekmeği ikram eder. Gazneli Mahmud, ikramı geri çeviremez. Kuru ekmeği yemeye koyulur; ancak bir iki lokmadan sonra tıkanır. Öksürüğe boğulur.
Bunun üzerine hazret, “Senin zenginliğin, kuru ekmeğe
yabancıdır. Nasıl kuru arpa senin boğazını tıkadıysa, bu altın da bize
yabancıdır. Bizim yolumuzu tıkar. Sen, bunu aldığın yere koy.” diyerek yordam
öğretir.
Gazneli Mahmud’un hürmeti daha da artar. Harakanî’den
müsaade isteyip kalkınca, hazret de onunla birlikte doğrulur, onu kapıya kadar
uğurlar. Buna da şaşıran Gazneli Mahmud, “Geldiğimde ayağa kalkmadığın
dikkatimi çekmişti. Şimdi ise beni kapıya kadar uğurluyorsun. Bunun sebebi
nedir?” diye sorar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder