22 Eylül 2018 Cumartesi

Harakanî Hazretlerinin Hükümdar Gazneli Mahmud’a cevabı: Arpa ekmeği senin boğazını, altın da bizim yolumuzu tıkar…

Münire Daniş, “Nihayet” dergisinin Kasım 2016 tarihli 23. sayısında yayınlanan “İlim ne için?” başlıklı yazısında anlatmış:

“Ünlü hükümdar ve âlim Gazneli Mahmud ile El-Harakanî Hazretleri arasında geçen bir sahne (…)

Gazneli Mahmud
Rivayet edilir ki, kendi çağında Gazneli Mahmud’dan meşhur bir insan yoktur. Cihangirliği (Dünyayı zapt etmişliği, fatihliği, büyük hükümdarlığı) kadar ilmine de güveni tamdır. Bir gün Horasan bölgesinde ismi sınırları aşan Hazreti Harakanî’yi işitince, onun ilmini merak eder. Onu imtihana tabi tutmak, ilminin derecesini ölçmek maksadıyla huzuruna gider.

Hz. Harakanî, onu oturduğu post üzerinde istifini bozmadan karşılar. Hükümdar, bu kayıtsızlığa şaşırmıştır; fakat aralarında geçen konuşmada Hz. Harakanî’nin kendisine hikmet verilmiş bir zat olduğunu anlayınca, şaşkınlığını unutur ve hürmetini esirgemez. Saygısını ifade etmek için de Hazrete bir kese altın bağışlar. Buna mukabil (karşılık) Hazreti Harakanî, misafirine bir dilim kuru arpa ekmeği ikram eder. Gazneli Mahmud, ikramı geri çeviremez. Kuru ekmeği yemeye koyulur; ancak bir iki lokmadan sonra tıkanır. Öksürüğe boğulur.

Bunun üzerine hazret, “Senin zenginliğin, kuru ekmeğe yabancıdır. Nasıl kuru arpa senin boğazını tıkadıysa, bu altın da bize yabancıdır. Bizim yolumuzu tıkar. Sen, bunu aldığın yere koy.” diyerek yordam öğretir.

Gazneli Mahmud’un hürmeti daha da artar. Harakanî’den müsaade isteyip kalkınca, hazret de onunla birlikte doğrulur, onu kapıya kadar uğurlar. Buna da şaşıran Gazneli Mahmud, “Geldiğimde ayağa kalkmadığın dikkatimi çekmişti. Şimdi ise beni kapıya kadar uğurluyorsun. Bunun sebebi nedir?” diye sorar.

Şeyh Harakanî, “Gelirken hükümdarlık gururuyla ve ilmine duyduğun güvenle, imtihan etme azametiyle geldin. Kibrin, gururun, zannın, tazime (saygıya) hakkı yoktur. Oysa giderken tevazu ve muhabbetle ayrılıyorsun. Hürmet, tevazu ve muhabbetin hakkıdır.” diye cevap verir. Bu, ilmin ahlâkını fark ettiren nadide bir sahnedir.”

Hiç yorum yok: