İnsan insanın kurdu mudur, yurdu mudur? Psikiyatri Profesörü yazar Kemal Sayar, bu konuda şunları söylüyor:
“ ‘Homo homini lupus’ diyorlar; ‘insan insanın kurdudur.’
Bizim medeniyetimiz ise bize bunun tam tersini söylüyor. İnsan insanın kurdu
değildir, insan insanın yurdudur. Hz. Resul, ‘kendisi için istediğini başka bir
kardeşi için istemedikçe kişi tam, kâmil manâda iman etmiş olmaz’ diyor. Bir
diğerkâmlık felsefesi var bizim genetik kodlarımızda. İnsan insana tesellidir
zira merhamet, bizim genetik kodlarımıza işlenmiştir. Yüce yaratan, onu varlığımızın
içine gömmüştür. Hayat teselli aramaktır ve teselli, Rab’den insana, insandan
insanadır. Merhamet, bir başkasıyla birlikte bir ıstırap çekebilmek demektir.
Merhamet, bir başkasının ıstırabını hücrelerinde yaşamak demektir. Onun
ıstırabıyla benim de inleyebilmem demektir.
Günümüzde en çok bu diğerkâmlık ahlâkına ihtiyacımız var.
Çünkü ‘adam sen de’ciliğin had safhaya vardığı, gemisini kurtaranın kaptan
sayıldığı, ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ felsefesinin maalesef yürürlükte
olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Böyle bir dünyada ötekinin iniltisini, acısını
hissetmenin, ötekinin ıstırabıyla ahlâklanmanın ne kadar önemli olduğu ortada.
Eğer bizler, başkasının ıstırabıyla, başkasının iniltisiyle hemdert
olabiliyorsak, onunla ahlâklanabiliyorsak, kâmil manâda insanlık yolunda yürüyoruz
demektir. Sadece kendi nefsi için, kendi egosu için, kendi refahı için yaşayan
insanın, insanlığından bir şeyler eksiktir. Anlam dünyasında kendini yerli
yerine oturtamamış bir insandır o.
Kâinatın sadece güçlü olanın ayakta kaldığı bir çerçeve,
çevre olduğunu söyleyen dünya görüşünün aksine, kâinatta sadece yardımlaşan
organizmaların hayatta kaldığını söyleyen bir başka bakış da vardır. Bu bakış,
bize kâinattaki bütün varlıkların birbirine görünmez merhamet bağlarıyla
bağlantılı olduğunu, birimizin iyiliğinin diğerinin de iyiliği olduğunu
fısıldıyor. İnsan, insana tesellidir ve bundan başka da bir çıkış yolumuz
yoktur.”
---------------------------------------------
(“Cins” dergisi, Şubat 2018, Sayı 29)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder