Karar gazetesi yazarı Akif Beki |
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 30
Mart Cuma günü Karar gazetesini ziyaret ederek, gazetenin yöneticileri ve
yazarları ile ülke gündeminin değerlendirildiği 2 saat süren bir görüşme yaptı.
Görüşmede neler konuşulduğunu, gazetenin yazarlarından Akif Beki, “Temel Bey’le
2 saat ne konuştuk?” başlıklı yazısında aktardı. Yazısında Saadet Partisi’nin
aklından geçen tek ismin Abdullah Gül olmadığını belirten Beki, “En az üç-dört
isim daha var kafalarında” diye yazdı.
Beki, SP Genel Başkanı Karamollaoğlu’na olan ilgiyi şöyle
ifade etti: “Neredeyse bir ulusal direniş kahramanı gibi ilgi odağı haline
geldi. Geç bulunmuş bir siyasi kurtarıcı gibi kıymete bindi. Gözler üstünde,
ağzından çıkan her kelimeye kulak kesiliyor kalabalıklar.”
Beki, SP’nin cumhurbaşkanı adayı konusundaki izlenimini de
şöyle dile getirdi: “Sanki çok parlak bir adayı varmış, aslında kapalı kapılar
ardında el sıkışmışlar, karar çoktan verilmiş de... Erken doğum tehlikesi ve
yıpratma saldırılarına karşı, büyüsü bozulmasın diye şimdilik sır gibi
saklıyor.”
Beki, yazısında şunları kaydetti:
“Merakta kalmayın; cumhurbaşkanı adaylarının kim olacağı
konusunda dilinin altında bir bakla vardıysa bile çıkarmadı, bir isim
açıklamadı bize.
O zaman, dün Karar’ı ziyareti sırasında, Saadet Partisi lideriyle
iki saat boyunca ne mi konuştuk?
Dünya ahvalinin, ortam ve gidişatın yanı sıra tabii ki
herkesin bilmek istediği şeyi... Siyasetin iktidarı muhalefetiyle kilitlendiği
soruyu...
Ama Temel Karamollaoğlu yılların siyasetçisi, ne geçiştirdi
ne renk verdi. İsim telaffuzu için erken olduğunu söyleyerek ketum kaldı.
Merakımızı sadece birkaç ima rüşvetiyle savuşturdu.
O imalarda nelerin saklı olduğuna gelince...
Akıllarından geçen tek aday, Abdullah Gül değil. En az
üç-dört isim daha var kafalarında.
Bütün umutlarını bir kişiye bağlamış gibi durmuyorlar.
İlk tercihleri olmazsa dünyanın sonu değil. Alternatifler
üzerinde şimdiden bir zihin egzersizi ve hazırlığı yaptıkları anlaşılıyor.
Çaresiz, umutsuz, seçeneksiz ve çözümsüz bir durum
görmüyorlar önlerinde.
Bu süreçte tüm dikkatleri üzerlerinde toplamaktan son derece
memnun Temel Bey.
Neredeyse bir ulusal direniş kahramanı gibi ilgi odağı
haline geldi. Geç bulunmuş bir siyasi kurtarıcı gibi kıymete bindi. Gözler
üstünde, ağzından çıkan her kelimeye kulak kesiliyor kalabalıklar.
Ve büyük bir keyifle tadını çıkarıyor görünse de bunun omuzlarına
yüklediği tarihî sorumluluğun farkında...
***
Saadet’in yıldızındaki ani parlamayı nasıl analiz ediyor,
Temel Bey’in popülaritesindeki konjonktürel patlamayı neye mi bağlıyorlar?
Kamuoyundaki ilgi ve teveccühün, önümüzdeki seçimleri
kazandıracak bir alternatif oluşturabilecekleri beklentisine dayandığını
biliyorlar, bu bir.
İkincisi de, kutuplaşmayı reddederek AK Parti-MHP ittifakına
katılmamalarının bereketine veriyorlar. Yani Milli Görüş kimliğiyle ‘yerli ve
milli’ diye tanımlanan siyasi kampta yer almamalarının, kimlikleri çatıştırma
kurgusunu bozduğunu ve bunun da takdir topladığını düşünüyorlar.
Gayet gerçekçiler. Kendilerine yönelişin altındaki talep ve
beklentiyi, siyasetteki sıkışmaya karşı bir çıkış yolu gösterebilecekleri umudu
olarak somutlaştırıyorlar.
Peki altından kalkabilecekler mi derseniz...
Bizim bilmediğimiz bir şey biliyorlar, sıkı bir formülleri,
sağlam bir planları mevcut da henüz bizden gizliyorlar gibi bir halleri var.
Özellikle Temel Bey’in, siyasî gerilimlerin merkezine
oturmuşken sergilediği nedensiz rahatlığa, üzerindeki sinir bozucu sükûnete,
gerginlikten uzak güleç yüzüne, yumuşak ama kendinden fazlasıyla emin ve
özgüvenli tavrına bakınca...
Ne yaptığını bilerek emin adımlarla sonuca yürüyor gibi bir
izlenim ediniyorsunuz. Kararlı ve tereddütsüz...
Sanki çok parlak bir adayı varmış, aslında kapalı kapılar
ardında el sıkışmışlar, karar çoktan verilmiş de... Erken doğum tehlikesi ve
yıpratma saldırılarına karşı, büyüsü bozulmasın diye şimdilik sır gibi
saklıyor.
Sanki zamana oynuyor ama zamanı gelinceye kadar da kamuoyunu
peşine takıp sürükleyecek çıkışlarla dikkatleri oyalıyor, üzerlerindeki ilginin
dağılıp kaybolmamasına çalışıyor.
Fakat izlenim hepsi; kaş göz işaretiyle, imayla bırakılan
izlenimler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder