4 Nisan 2018 Çarşamba

SP Genel Başkanı Karamollaoğlu: ‘Performans sistemi’, öğretmenin öğrenci üzerindeki saygınlığını ortadan kaldırır, kaosa sebep olur


SP Genel Başkanı Karamollaoğlu, öğrencilerin öğretmenlerine başarı notu verecekleri “Öğretmen Performans Değerlendirme Sistemi”nin, öğretmenlerin saygınlığını ortadan kaldıracağını belirterek, bu sistemle, biraz disiplinli bir şekilde öğrencilerini iyi eğitmeye çalışan ciddi öğretmenlerin, öğrenci psikolojisinin sonucu olarak, düşük not alabileceklerine işaret etti.

Karamollaoğlu, 15 yılda 6 defa bakanın, 16 defa da sistemin değiştirildiğini, 442 bin öğretmenin de atanmayı beklediğini belirterek, eğitimde öğretmenlerin değil hükümetin sınıfta kaldığını söyledi.
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında eğitim alanında yaşanan sıkıntıları değerlendirdi.

Hükümetin, bütün ikazlara rağmen, meseleyi halletmek yerine eline yüzüne bulaştırdığını ifade eden Karamollaoğlu, öğretmenler için uygulamaya konan “Performans Değerlendirmesi” sisteminin eğitime vereceği zararlara dikkat çekerek uyarılarda bulundu.

Tahmin etmediğiniz problemlerle karşılaşırsınız

“Siz, eğitici, öğretici durumunda bulunan bir insanın (öğretmenleri) performansını, özellikle de çocuk yaşta bulunanlara değerlendirtmeye kalkarsanız, hiç tahmin etmediğiniz neticelerle, problemlerle karşılaşırsınız” diyen Karamollaoğlu, uygulamanın 12 ilde denendiğini ancak sonuçları açıklanmadan bütün Türkiye’de hayata geçirileceğini söyledi. Karamollaoğlu, şunları söyledi:

Bu sistemle, disiplinli ve idealist öğretmenler düşük not alabilirler

“Ne olacakmış? İşin özeti şu: Öğretmen nasıl öğrenciye not veriyorsa, öğrenci de öğretmenine not verecek. Yani daha oy kullanma yaşına bile gelmemiş 13-14 yaşındaki bir çocuk, öğretmenini değerlendirecek. Hangi kıstaslara göre değerlendirecek? Bunu anlamakta hakikaten zorluk çekiyorum; çünkü nereden bakarsanız bakın, bunun tutarsızlıklarla dolu olduğunu görüyorum. Bir defa böyle bir uygulama, öğretmenin öğrenciler üzerindeki saygınlığını kesinlikle ortadan kaldırır. Bir defa, ölçülme metodunun nasıl olacağı da tam belli değil. Her şeyi elektronik ortama havale ediyorlar. Büyük ihtimalle dijital ortamda bunların değerlendirilmesine gidilecekmiş anlaşılan. Siz, bir öğretmenin vasfını, dijital ortamda değerlendirmeye kalkarsanız, bu bir kaosa sebep olur. Çünkü öğrenciler, bu konuda karar verirken, öğretmenin performansına değil,  öğretmenin kendi arzu ve isteklerine uyup uymadığına bakar. Biraz otoriter olan, biraz ciddi olan, öğrenciye hakikaten bir şeyler vermeye çalışan, yeri geldiği zaman disiplin uygulayan bir öğretmen, öğrenci tarafından sevilmez genelde. Çocuk bunlar. Kendilerine en yüksek not veren öğretmeni her zaman tercih ederler. (Öğrenci) çalışmadığı zaman zayıf (not) vereceğine ona yüksek not veren birisini öğrencinin sevmemesi, mümkün değil. Maalesef. Ha, içlerinden farklı düşünceye sahip olan 3-5 kişi çıkabilir. Bu mantıkla gittiğiniz taktirde, önünüze sizin, milyonlarca değerlendirilmesi icab eden belge çıkar. ‘Efendim biz, bunu djital ortamda değerlendireceğiz’. Bu, neye benzer, biliyor musunuz? ‘Hakimleri kaldıralım, onların yerine otomatik makineleri koyalım, şahit geldiği zaman ifadesini kullansın. Onun tetkiki o kadar önemli değil. Birisi ikaz ederse değerlendiririz. Makineler de, şimdi sistemler değişiyor, biraz da akıllı makine olsun, hükmü makine versin’ demeye benzer. Yani bir öğrencinin kendi öğretmenini değerlendirirken hangi hâlet-i rûhiye (ruh hâli / psikoloji) içinde bu değerlendirmeyi yapacağını eğer bir hükümet düşünemiyorsa, vay geldi hâlimize!”

Öğretmenin öğrenci üzerindeki etkinliği ortadan kalkar

Bir insanın şahsiyeti ve geleceği ile ilgili verilecek bir kararın dijital ortamda öğrencinin keyfine ve bilgisayarların hassasiyetine bırakılmasının saçmalık olacağını ifade eden Karamollaoğlu, “Bizim geleneğimizde, ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ mantığı yatar. Bu, öğretmene verilen değerin, gösterilen saygının bir ifadesidir. Siz, bunu ortadan kaldırırsanız, öğretmenin öğrenci üzerindeki etkinliği ortadan kalkar, eğitim felç olur” dedi.

Karamollaoğlu, bu gün bir öğretmenin bir öğrencisini ikaz etmesinin bile yerine göre suç sayıldığını belirterek, bu yolla, 11 yaşına kadar düşen uyuşturucu kullanımına nasıl engel olunabileceğini sordu.

15 yılda 6 defa bakan, 16 defa sistem değişti

Bu gün eğitimdeki performansın, öğretmenin değil hükümetin sınıfta kaldığını gösterdiğini dile getiren Karamollaoğlu, bunun en büyük delilinin de 15 yılda 6 defa Millî Eğitim Bakanının, 16 defa da eğitim sisteminin değişmesi olduğunu söyledi. Karamollaoğlu, şöyle konuştu:

442 bin öğretmen atama bekliyor

“Rahmetli Nurettin Topçu’nun güzel bir ifadesi var. Diyor ki, ‘Eğitim sistemimizin iki önemli eksiği var; birisi eğitimsizlik, öbürü de sistemsizlik’. Ne yazık ki bu günkü iktidar, yanlış politikalarıyla eğitimi de sistemi de çökertmiş, içinden çıkılamaz bir hâle getirmiştir. Bu günkü yüksek öğretim politikası ve plansızlıklar sebebiyle, 442 bin öğretmen adayı, atanma beklemektedir. 442 bin. Şimdi Millî Eğitim Bakanımız, belki de yarın çıkacak diyecek ki, ekonomiden sorumlu bakanımız gibi, ‘Devlette size verecek görevimiz yok’ diyecek. Çünkü 442 bin öğretmen, bu hükümet zamanında yetişmiş; onları bir türlü atayamıyor. Niye? Çünkü bir planı yok, programı yok. Ne kadar öğretmene ihtiyacımız var? Hangi sahada ihtiyacımız var? Buralarda kaç kişi eğitilmeli? Böyle bir planı yok.”

Öngörüsüz iktidar, önünü göremiyor

Öğretmen sayısının, 2023 yılında 1 milyonu geçeceğinin tahmin edildiğini belirten Karamollaoğlu, “Şartlar uygun olsa bile, emeklilikleri, istifaları, boşalmaları da dikkate alsak, bu sistem böyle giderse, senede en fazla 40-50 bin civarında öğretmene ihtiyaç olabilir. Gerisinin ne yapacağı, nasıl değerlendirileceği belli değil” dedi.

Karamollaoğlu, bunun bir öngörüsüzlük olduğunu belirterek, “İktidar, önünü görmüyor” dedi.

Hiç yorum yok: