11 Ekim 2018 Perşembe

“Loggia”dan “lonca”ya...


“Eski usta ve kalfaların geleneksel üretim kooperatifleri ve dayanışma dernekleri loncalardı. İtalyanca “Loggia”dan Türkçeleşen sözcük, “loca”yla aynı kökten; ortak anlamları da “oda”dır. Günümüzde “meslek odaları” diyoruz.

Osmanlı devleti ile ticarî ilişkileri olan Venedik, Cenova, Raguza ve Fransa uyruklu tüccarların, Galata'da ve Türk liman kentlerindeki ticarî temsilcilikleri loggia ve loca olduğundan, onlarla ticarî ilişkilerde bulunan yerli Türk esnaf da lonca adını benimsemiş. Bu sözcüğün geçtiği en eski belge, Bursa esnafıyla ilgili ve 1632 tarihlidir.”

(Necdet Sakaoğlu, Osmanlı Çarşıları Atlası, Temmuz 2010, İstanbul)

10 Ekim 2018 Çarşamba

Tombak

Bakır ve bakır alaşımlarının “altın-cıva” amalgamı yardımıyla yaldızlanması işlemine “tombaklama”, bu şekilde altın kaplama yapılmış parçalara ise “tombak” denir. Tombağın batı dillerindeki anlamı bakır-çinko alaşımı olan yapay bir metaldir. Ne yazık ki bizim sözlük ve ansiklopedilerimize batı dillerindeki bu anlamı “tercüme” edilmiş, dilimizdeki gerçek anlamı belirtilememiştir.

Mustafa Kutlu’nun 50 yıllık hikâyesi


Ayşe Olgun

Kültür sanat dünyasına yazarak değil çizerek giren bir isim o. Bundan tam 50 yıl önce Hareket dergisinin kapağını çizerek edebiyat ve sanat dünyasına adımını atan Mustafa Kutlu aynı yıl “O” adlı bir hikâyeyle de dergideki okurlarına ‘merhaba’ dedi. Daha sonra yine Hareket dergisinde Sait Faik’in hikâyeciliği üzerine yazdığı tezini yayımladı. Ara ara hikâyeler yayımlasa da uzun yıllar dergiye desenler çizmeye devam etti. 1979 yılında ilk hikâye kitabı Yokuşa Akan Sular yayımlanıncaya dek de hikâyeleriyle pek gündeme gelmedi.

8 Ekim 2018 Pazartesi

İnsan insanın kurdu mudur, yurdu mudur?


İnsan insanın kurdu mudur, yurdu mudur? Psikiyatri Profesörü yazar Kemal Sayar, bu konuda şunları söylüyor:

“ ‘Homo homini lupus’ diyorlar; ‘insan insanın kurdudur.’ Bizim medeniyetimiz ise bize bunun tam tersini söylüyor. İnsan insanın kurdu değildir, insan insanın yurdudur. Hz. Resul, ‘kendisi için istediğini başka bir kardeşi için istemedikçe kişi tam, kâmil manâda iman etmiş olmaz’ diyor. Bir diğerkâmlık felsefesi var bizim genetik kodlarımızda. İnsan insana tesellidir zira merhamet, bizim genetik kodlarımıza işlenmiştir. Yüce yaratan, onu varlığımızın içine gömmüştür. Hayat teselli aramaktır ve teselli, Rab’den insana, insandan insanadır. Merhamet, bir başkasıyla birlikte bir ıstırap çekebilmek demektir. Merhamet, bir başkasının ıstırabını hücrelerinde yaşamak demektir. Onun ıstırabıyla benim de inleyebilmem demektir.

2 Ekim 2018 Salı

Alvarlı Muhammed Lutfi Efendi

Katliama başlayan Ermenilere karşı köylerden topladığı 60 kişiyle karşı koyan kahraman hoca…

Mutasavvıf-şair, Nakşibendî şeyhi.

Erzurum’un Hasankale (Pasinler) ilçesinin Kındığı köyünde doğdu. Babası Hoca Hüseyin Efendi’den tahsil gördü. Babasından icâzet aldıktan sonra Erzurum’da tanınmış bazı âlimlerin derslerini takip etti. 1891 yılında Hasankale’nin Sivaslı Camisi’ne imam tayin edildi. Aynı yıl babasıyla birlikte Bitlis’e giderek Nakşibendî şeyhi Muhammed Pîr-i Küfrevî’ye intisap etti. Riyâzetini tamamladıktan sonra Pîr-i Küfrevî’nin halifesi olarak Hasankale’ye döndü. Bir süre buradaki görevine devam etti. Daha sonra Erzurum’un Dinarkum köyüne giderek imamlık yaptı. 12 Şubat 1916’da Ruslar’ın Erzurum çevresini işgale başlaması üzerine babasıyla birlikte Erzurum’a geldi.

Kılıç Ali Paşa’nın ilginç hayatı

Papaz olmak için Napoli’ye giderken Osmanlı’ya esir düştü. Daha sonra Müslüman olup Koca Kapudanlığa yükseldi. “Uluç” lakabı, Kılıç’a çevrildi…

Asıl adı, Giovan Dionigi Galeni. İtalya’da Calabria’da (Kalabriya’da) doğdu. Papaz olmak için Napoli’ye giderken, 1520 yılında Cezayirli Ali Ahmed Reis tarafından esir edildi. Daha sonra Müslüman oldu.

(İlk lakabı “Kılıç” değil, “Uluç”tu. “Uluç” kelimesi, Osmanlı döneminde Kuzey Afrika’da Arap olmayan kâfir ve dinsiz anlamına gelen “ılc” kelimesinin çoğulu olarak kullanılmaktaydı. Onun “Uluç” olan bu lakabı daha sonra, İnebahtı muharebesinde gösterdiği gayretler sebebiyle 2. Selim tarafından 1571’de Kaptanpaşalığa getirilmesiyle birlikte “Kılıç” olarak değiştirildi)

29 Eylül 2018 Cumartesi

İstanbul mu? O Nerede?


Hilmi Yavuz
Kimliğini inşa eden ne varsa neredeyse tümüyle hâk ile yeksan edilmiş olan bir şehrin tepelerinden birine cami veya en büyük meydanına Topçu Kışlası yapılmış veya yapılmamış, ne fark eder?

Bu şehirde, İstanbul’da yaşamanın ne anlama geldiğinin sorgulanması gerekiyor:

Niçin bu şehirde yaşıyorum? Nereye gidersem gideyim, Kavafis gibi söylersem, bu şehir beni takip ediyor mu gerçekten? Bir ‘imtidâd’ın mekânı mı İstanbul? Değişerek devam eden ya da devam ederek de değişen bir mekân mı bu şehir?

23 Eylül 2018 Pazar

Bir Osmanlı bürokratının kızlarının hayatı, Fransızca bir romanın konusu olursa…


Pierre Loti’nin “Bezgin Kadınlar” romanının perde arkası

Asıl adı Louis Marie Julien Viaud olan Pierre Loti, Fransız Deniz Kuvvetleri’nde Albaylığa kadar yükselmiş bir subay, seyyah ve roman yazarıdır.

Mehmet Nuri Bey, Fransız bir baba ile Çerkes bir annenin çocuğudur. Osmanlı Devleti’nin Hariciye (Dışişleri Bakanlığı) biriminin üst düzey memurlarından birisidir.

Mehmet Nuri Bey’in evli olan Zinnur ve bekâr olan Nuriye isimli kızları, Pierre Loti ile bazen Göksu’da, bazen ormanda, bazen de haremde gizli gizli buluşurlar. Zinnur ve Nuriye, şikâyetçi oldukları hayatları hakkında Loti’ye bilgiler verirler ve bütün bu anlattıklarını bir roman olarak yazmasını isterler. Pierre Loti de Fransızca olarak yazar.

22 Eylül 2018 Cumartesi

Harakanî Hazretlerinin Hükümdar Gazneli Mahmud’a cevabı: Arpa ekmeği senin boğazını, altın da bizim yolumuzu tıkar…

Münire Daniş, “Nihayet” dergisinin Kasım 2016 tarihli 23. sayısında yayınlanan “İlim ne için?” başlıklı yazısında anlatmış:

“Ünlü hükümdar ve âlim Gazneli Mahmud ile El-Harakanî Hazretleri arasında geçen bir sahne (…)

Gazneli Mahmud
Rivayet edilir ki, kendi çağında Gazneli Mahmud’dan meşhur bir insan yoktur. Cihangirliği (Dünyayı zapt etmişliği, fatihliği, büyük hükümdarlığı) kadar ilmine de güveni tamdır. Bir gün Horasan bölgesinde ismi sınırları aşan Hazreti Harakanî’yi işitince, onun ilmini merak eder. Onu imtihana tabi tutmak, ilminin derecesini ölçmek maksadıyla huzuruna gider.

Hz. Harakanî, onu oturduğu post üzerinde istifini bozmadan karşılar. Hükümdar, bu kayıtsızlığa şaşırmıştır; fakat aralarında geçen konuşmada Hz. Harakanî’nin kendisine hikmet verilmiş bir zat olduğunu anlayınca, şaşkınlığını unutur ve hürmetini esirgemez. Saygısını ifade etmek için de Hazrete bir kese altın bağışlar. Buna mukabil (karşılık) Hazreti Harakanî, misafirine bir dilim kuru arpa ekmeği ikram eder. Gazneli Mahmud, ikramı geri çeviremez. Kuru ekmeği yemeye koyulur; ancak bir iki lokmadan sonra tıkanır. Öksürüğe boğulur.

11 Eylül 2018 Salı

Hüseyin Rahmi Gürpınar, bir cinayeti nasıl önledi?

Hüseyin Rahmi Gürpınar
Nejat Gülen’in 10 Haziran 1999 tarihli “Hüseyin Rahmi Gürpınar” başlıklı yazısında naklettiğine göre meşhur romancımız, mahalle sakinlerinin ricası üzerine gazetede tefrika edilmekte olan romanının sonunu değiştirerek, bir cinayeti önlemiş.

Bir gün bir mahallenin imamı, bekçisi ve birkaç ihtiyar sakininden oluşan bir heyet, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ı, Heybeliada’daki evinde ziyaret eder. Derler ki;

“Biz, filan mahalleden geliyoruz. Her akşam kahvede, gazetede çıkan (her gün bir kısmı yayınlanan) romanınızı okuyoruz. Romanınızda geçen olayın hemen hemen aynısı, bizim mahallede de oluyor. Sizin romanın kahramanının karısı, kocasını aldatıyor. Kocası durumu biliyor; ama kararsız. Karısını vursun mu, boşasın mı? Öğrendik ki, bizim mahalledeki koca, sizin romanın sonunu bekliyor. O da kararsız. Romanın sonu ne olursa, o da öyle yapacakmış. “Öldürürse, ben de karıyı öldürürüm; boşarsa ben de boşarım.” diyormuş. Onun için geldik. Aman ne olur öldürtmeyin!..”

Hüseyin Rahmi Gürpınar da romanın sonunu değiştirmiş ve bir cinayeti önlemiş.

10 Nisan 2018 Salı

FETÖ’nün Bylock üzerinden haberleştiği, 15 Temmuz’dan 1,5 yıl önce Sabah ve Akit gazetesinde haber olarak yayınlanmış

SP Antalya İl Başkan Yardımcısı Avukat Ali Aktaş
FETÖ ile değil, yapının “tabanı ibadet” denilen kısmıyla mücadele ediliyor

Saadet Partisi Antalya İl Başkan Yardımcısı Avukat Ali Aktaş, Bylock yazışmalarının kayıtlarının tutulduğu ana bilgisayarın 14 Ağustos 2014’te ABD’den Litvanya’ya taşındığını, 2015 yılının Ocak ayında da, FETÖ’nün Bylock programı üzerinden haberleştiğine dair Sabah ve Akit gazetelerinde haberler yayınlandığını kaydetti. Aktaş, buradan şu sonuca vardı:

Soruşturma konusu olan veriler, FETÖ’nün gözden çıkarttıkları

Aktaş, “Aslında biz, Bylock’u münhasıran örgüt delili saymakla, Sayın Cumhurbaşkanı’nın “(tabanı) ibadet” dediği kısmı yargılamaya devam ediyoruz. Ortadaki feryatların pek çoğu da bundan kaynaklanıyor” dedi.

Avukat Aktaş: OHAL, iktidarın aleyhine işleyen bir süreçtir

Avukat Ali Aktaş, Çağlar Cilara'nın sorularını cevapladı
Saadet Partisi Antalya İl Başkan Yardımcısı Avukat Ali Aktaş, Olağanüstü Hal uygulamasının iktidarın aleyhine işleyen bir süreç olduğunu belirterek, “Çünkü OHAL’de hakim ve savcılar, korkmaktadırlar. Yani birebir konuştuğunuz zaman, “Avukat Bey, haklısın; ama yarın Kars’a sürülürsem beni sen mi kurtaracaksın?” diyen savcılar biliyoruz biz” dedi.

Avukat Ali Aktaş, KRT televizyonunun canlı yayınına konuk olarak, Haber Müdürü Çağlar Cilara’nın sorularını cevapladı.

5 Nisan 2018 Perşembe

“Mehmet Şimşek’in istifasını Başbakan Yıldırım engelledi” iddiası


Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in istifasını verdiği, Başbakan Binali Yıldırım’ın ise araya girerek istifayı engellediği ileri sürüldü.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ekonomi Zirvesi’nde “Şu anda faizler nispeten düşük, ekonomiler büyüyor ama yağmur yağacak, belki fırtına kopacak” demiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Bazı arkadaşlarım, ülkemizdeki ekonomik durumun sıkıntıda olduğuna dair açıklamalar yapacak kadar yanlışın içine düştüklerini duymak, bizi üzmüştür. Bunun affedilir yanı olamaz” demişti. Süreç şöyle gelişmişti:

4 Nisan 2018 Çarşamba

SP Genel Başkanı Karamollaoğlu: ‘Performans sistemi’, öğretmenin öğrenci üzerindeki saygınlığını ortadan kaldırır, kaosa sebep olur


SP Genel Başkanı Karamollaoğlu, öğrencilerin öğretmenlerine başarı notu verecekleri “Öğretmen Performans Değerlendirme Sistemi”nin, öğretmenlerin saygınlığını ortadan kaldıracağını belirterek, bu sistemle, biraz disiplinli bir şekilde öğrencilerini iyi eğitmeye çalışan ciddi öğretmenlerin, öğrenci psikolojisinin sonucu olarak, düşük not alabileceklerine işaret etti.

Karamollaoğlu, 15 yılda 6 defa bakanın, 16 defa da sistemin değiştirildiğini, 442 bin öğretmenin de atanmayı beklediğini belirterek, eğitimde öğretmenlerin değil hükümetin sınıfta kaldığını söyledi.

CHP Sözcüsü Tezcan: Tosuncuk Düzeni’nin araştırılması kendi tosuncuklarına da ulaşır diye korkuyorlar


CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü, Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Çiftlik Bank’ı araştıracak bir komisyon kurulması için verdikleri önergenin AK Partili milletvekillerinin oylarıyla reddedilmesine tepki gösterdi. Mevcut düzenin adını “Tosuncuk Düzeni” koyduklarını belirten Tezcan, “Tosuncuk Düzeni’nin araştırılmasından korkuyorlar. Kendi tosuncuklarına da ulaşır, belki bulaşır diye korkuyorlar” dedi.

Bahçeli: FETÖ borsası kurulduysa hissedarlar, kurucular, nerededir?


Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “FETÖ borsası kuruldu sözleri, ne anlama gelmektedir? Borsa kurulduysa hissedarlar, kurucular, nerededir? Kâr elde edenler, hangi deliktedir?” diye sordu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin bu günkü (3 Nisan 2018) grup toplantısında, FETÖ ile mücadele konusunda değerlendirmelerde bulundu. Bu konuda bir arpa boyu mesafe alınamadığını ileri süren Bahçeli, “Önümüzdeki yıllarda, yine devletin içine sızmış bir dar kadronun, dinî veya ideolojik saiklerle darbeye kalkışmayacağının garantisi var mıdır?” diye sordu. Bahçeli, “Hain papaz” olarak nitelendirdiği Fethullah Gülen’in, başına çuval geçirilerek Türkiye’ye getirilmesi halinde, “tüm proje sahiplerinin maskesinin bir bir düşeceğini” söyledi.

Bahçeli, grup toplantısında şöyle konuştu:

3 Nisan 2018 Salı

Kılıçdaroğlu’dan Erdoğan’a: Faizden şikâyetçiysen düşür!


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin bu günkü (3 Nisan 2018) grup toplantısında, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın banka faizleri konusunda söylediği sözlere tepki gösterdi. Faizden şikâyet eden iktidarın AK Parti iktidarının 15 yılda dışarıya 50 milyar Dolar, içeriye ise 675 milyar Lira faiz ödediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Hadi diyelim ki özel bankalara gücün yetmiyor; e, devlet bankaları için Kanun Hükmünde Kararname çıkar. De ki, “Bunların faizi sıfırdır” de. Herkes rahatlasın” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, grup toplantısında bu konuda şunları söyledi:

Kılıçdaroğlu: Son 5 günde icra dairelerine 83 bin 379 yeni dosya geldi; Türkiye genelinde icra dosyası sayısı 26 milyonu aştı


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son 5 günde icra dairelerine 26 Mart’ta 16 bin 881, 27 Mart’ta 16 bin 394, 28 Mart’ta 20 bin 576, 29 Mart’ta 15 bin 706, 30 Mart’ta da 13 bin 822 olmak üzere 83 bin 379 yeni icra dosyası geldiğini; bütün Türkiye’de icra dairelerindeki dosya sayısının, 26 milyonu aştığını söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin bu günkü (3 Nisan 2018) grup toplantısında, çiftçi ve esnaf kesiminin sıkıntılarını da gündeme getirdi.

Kılıçdaroğlu: 70 bin taşeron işçi, kadro alamadı


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın “Taşeron işçilere kadro verelim; yoksa bunlar bizi sandığa gömecekler” düşüncesiyle taşeron işçilere kadro verilmesi için KHK yayınladıklarını ancak 70 bin işçinin kadro alamadığını söyledi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin bu günkü grup toplantısında (3 Nisan 2018), taşeron işçilerin sıkıntılarını da gündeme getirdi.

1 Nisan 2018 Pazar

Erdoğan kimleri uyardı? Uyarılar nasıl yorumlandı?

AK Parti Genel Başkanı Erdoğan Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son günlerde dile getirdiği “içeriye” yönelik iki uyarı, siyasî gündemin başlıkları arasına yerleşti.

Bunlardan ilki, AK Parti Trabzon 6. Olağan Kongresi’nde bürokratlara yönelik tepkisiydi. Erdoğan, “Son zamanlarda, bürokrasinin ağır işlediğine dair şikâyetler gelmeye başladı. Buradan açıkça söylüyorum: Sorumluluk almaktan çekinen, imza atmaktan imtina eden, mevcut projeleri süratle yürütmekte, yeni projeler üretmekte yetersiz kalan hiçbir bürokrat, bulunduğu makamı fuzûlî (gereksiz) yere işgal etmesin! Hiç! Bunun affı yok. Versin istifasını, çeksin gitsin!” dedi.

31 Mart 2018 Cumartesi

Beki: SP’nin aklından geçen tek isim Abdullah Gül değil

Karar gazetesi yazarı Akif Beki
Karar gazetesi yazarı Akif Beki, Saadet Partisi’nin aklından geçen tek ismin Abdullah Gül olmadığını belirterek, “En az üç-dört isim daha var kafalarında” diye yazdı.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 30 Mart Cuma günü Karar gazetesini ziyaret ederek, gazetenin yöneticileri ve yazarları ile ülke gündeminin değerlendirildiği 2 saat süren bir görüşme yaptı. Görüşmede neler konuşulduğunu, gazetenin yazarlarından Akif Beki, “Temel Bey’le 2 saat ne konuştuk?” başlıklı yazısında aktardı. Yazısında Saadet Partisi’nin aklından geçen tek ismin Abdullah Gül olmadığını belirten Beki, “En az üç-dört isim daha var kafalarında” diye yazdı.

Beki, SP Genel Başkanı Karamollaoğlu’na olan ilgiyi şöyle ifade etti: “Neredeyse bir ulusal direniş kahramanı gibi ilgi odağı haline geldi. Geç bulunmuş bir siyasi kurtarıcı gibi kıymete bindi. Gözler üstünde, ağzından çıkan her kelimeye kulak kesiliyor kalabalıklar.”

Beki, SP’nin cumhurbaşkanı adayı konusundaki izlenimini de şöyle dile getirdi: “Sanki çok parlak bir adayı varmış, aslında kapalı kapılar ardında el sıkışmışlar, karar çoktan verilmiş de... Erken doğum tehlikesi ve yıpratma saldırılarına karşı, büyüsü bozulmasın diye şimdilik sır gibi saklıyor.”

Beki, yazısında şunları kaydetti:

Türkiye, Afrin’i vali yardımcısıyla yönetecek

Afrin Kurtuluş Kongresi Gaziantep'te yapıldı
Sürur Öztürk

Türkiye, “Zeytin Dalı Harekâtı” ile terör örgütü PKK / PYD’den kurtardığı Afrin’i, Türkiye’den atanan vali yardımcılarıyla yönetecek.

“Bağımsız Kürt Rabıtası” isimli kuruluş, Afrin’in yeniden inşası ve Afrinlilerin köylerine tekrar dönmeleri için, Türkiye’nin Afrin şehir merkezinde kontrolü sağladığını duyurduğu gün, Gaziantep’teki bir otelde “Afrin Kurtuluş Kongresi” düzenledi.

Basına kapalı olarak yapılan kongreye, terör örgütü YPG / PKK’nın zulmünden kaçan Kürt, Arap, Alevi ve Ezidi 100’e yakın Afrinli katıldı. Bunların arasında, Türkiye’deki ve Avrupa’daki bazı Afrinlilerin de olduğu kaydediliyor. Kongrede, 5 yedek üyeyle birlikte 35 kişiden oluşan Yerel Kent Meclisi üyeleri seçildi. Meclis üyelerinin 24’ü Kürt, 8’i Arap, 1’i Alevi, 1’i Ezidi ve 1’i de Türkmen.

Kongre, Afrin’in güvenliğinin askerler tarafından değil polisler tarafından sağlanmasını istiyor. Bu amaçla, gönüllülerden oluşan bir polis teşkilatı kurulacak.

25 Mart 2018 Pazar

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Şenol Bal:
Hukuksuzluğun bile adaletsizliğini yaşadığımız bir dönemdeyiz

Şenol Bal
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Şenol Bal, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştirilerin bile “hakaret” kabul edildiği bir süreç yaşandığını belirterek, “Hukuksuzluğun bile adaletsizliğini yaşıyoruz şu anda biz” dedi.

Şenol Bal, Recep Tayyip Erdoğan’ın hem Cumhurbaşkanı hem de AK Parti Genel Başkanı olduğuna işaret ederek, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçu işlemiş olmamak için insanların artık onu eleştirirken “Ben eleştiriyorum ama AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ı eleştiriyorum; cumhurbaşkanını eleştirmiyorum” demek durumunda kaldıklarını ifade etti.

Abdüllatif Şener: Erdoğan bütün muhaliflere istediği her şeyi söyleme hakkına sahip de, neden başkaları onu eleştirme hakkına sahip değil?

TV 5 "Aykırı Gündem" programı
Twitter sayfasında yayınladığı 3 tweet ile “Cumhurbaşkanına hakaret” suçu işlediği iddiasıyla hakkında 4 yıl 6 aya kadar hapis cezası talebiyle dava açılan AK Parti kurucularından Abdüllatif Şener, davayı TV 5’te yayınlanan “Aykırı Gündem” programında değerlendirdi.

“Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu belirleyen 299 sayılı kanun maddesinin, partili olmayan cumhurbaşkanları için çıkarıldığını belirten Şener, bu maddenin partili cumhurbaşkanı için de işletilmesinin doğru olmadığını söyledi.

Şener, “Partili cumhurbaşkanı için bu madde, artık uygulanamaz. Bu, anayasaya aykırıdır.” dedi. Şener, “O (Cumhurbaşkanı Erdoğan), bütün muhalefet partilerine, siyaset yapan bütün muhaliflere istediği şeyi söyleme hakkına sahip de, niye başkaları onu eleştirme hakkına sahip değil?” diye sordu. Bu durumun, eşit siyasî rekabete aykırı olduğunu belirten Şener, “Doğrudan doğruya anayasaya aykırıdır. Bu maddenin kaldırılması lâzım” dedi.

“Aykırı Gündem” programına konuk olarak, Siyasetçi-Akademisyen Abdüllatif Şener, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Şenol Bal ve Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır katıldı. TV 5 Ankara Temsilcisi Mustafa Yılmaz’ın sorularını cevaplayan Abdüllatif Şener, hakkında açılan dava konusunda şu değerlendirmede bulundu:

22 Mart 2018 Perşembe

Karamollaoğlu: Devlet, kanunen çiftçiye destek olarak vermesi gereken 34,5 milyar Liranın sadece 14,8 milyar Lirasını vererek fiilen suç işliyor

SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 5488 sayılı tarım kanununa göre devletin, gayri safi milli hasılanın yüzde birinden daha az olmamak üzere, çiftçisine destek vermek zorunda olduğunu, bunun da 34,5 milyar Liraya tekabül ettiğini; ancak devletin çiftçiye sadece 14,8 milyar Lira destekte bulunduğunu söyledi. Karamollaoğlu, “Devlet, fiilen suç işliyor. Normal şartlarda bunu mahkemeye götürseniz, devlet suç işlediği için ceza çıkar.” dedi.

10 Şubat 2018 Cumartesi

Tokat Müzesi’nde 8 asırlık el yazması Kur’ân-ı Kerîm

1190 yılına tarihlenen el yazması Kur'ân-ı Kerîm
Tokat Müzesi’nde sergilenen eserler arasında, 1190 yılına ait el yazması bir Ku’ân-ı Kerîm de yer alıyor.

İl Kültür ve Turizm Müdürü Adem Çakır, “Bu Kur’ân-ı Kerîm, müzemize 2010 yılında satın alma yoluyla kazandırıldı. Konya’da restore ettirildi. Bu çalışma 1 yıl sürdü.” dedi.